Sword Art Online Bölüm 19 Cilt 26 - Tek Yüzük V
Her şey bittikten ve tekrar düşünme fırsatı bulduktan sonra Silica, içinde bulundukları tehlikeye rağmen Kirito, Asuna ve Alice'in yokluğunu bir kez bile üzülmediğini fark etti.
Tek düşündüğü, o anda sahip oldukları insan ve silahlarla bu durumdan nasıl kurtulacaklarıydı.
Her yönden üzerlerine gelen işçi eşek arıları, istatistiksel olarak o kadar da etkileyici değildi, ancak tek bir sokma ile neden oldukları uzun süreli felç son derece tehlikeliydi. Zehirli saldırıyı önlemek mutlak öncelik olduğundan, kimsenin birden fazla eşek arısı tarafından kuşatılmaması için tüm dikkatlerini buraya vermişlerdi.
Ancak kraliçe ve askerler yanlarına yeni bir işçi sürüsü aldığında, aniden insan grubunu ikiye bir üstünlüğe geçirdiler. Bu, insanların aynı anda iki veya daha fazla yaban arısının hedefi olacağı anlamına geliyordu; deneyimli bir oyuncu bile aynı anda zıt yönlerden saldırıya uğrarsa zorlanabilirdi. Birden fazla kişi felç olursa ve düzen bozulursa, kubbenin dışına çekilmek bile zor olabilirdi.
Sinon'un beyni, geri çekilme emrini verip vermemeyi düşünerek yanıp tutuşuyor olmalıydı.
Argo ve Friscoll'un bulunduğu temizlik ekibinin ön cephe ekibiyle yeniden birleşmesine sadece on saniye kalmıştı. On saniye sonra işçiler herkesi kuşatacaktı. Sinon, o noktaya gelmeden önce çok zorlu hesaplamalar yapmalıydı. Şimdi geri çekilirlerse, Chett'i yuvadan kurtarma umutları suya düşecekti.
Unital Ring'deki neredeyse tüm oyuncuların düşüneceği gibi, o sadece bir oyundaki NPC'ydi. Ancak Silica, SAO, ALO ve Underworld aracılığıyla birçok NPC ve AI ile temas kurmuştu ve artık onları "sadece" programlar olarak sınıflandıramıyordu. Diğerlerinin de aynı şekilde hissedeceğini biliyordu ve bu dünyadan yeni arkadaşları Zarion ve Holgar bile muhtemelen şimdi aynı fikirde olacaktı. Sonuçta, Ruis na Ríg'de Bashin ve Patter ile ateşin etrafında oturup içki içmişlerdi.
Chett'i kurtarmak istiyorum.
Sanki bu dileği dile getirir getirmez alay etmek istercesine, görüşünün sol kenarındaki Chett'in HP çubuğu hafifçe ama emin adımlarla düşmeye başladı.
Yuvanın içinde neler olduğunu bilmenin bir yolu yoktu. Ama kurtarma için zamanları artık dolmuştu ve Chett hasar alıyordu. Azalma hızına bakılırsa, bir dakikadan az bir sürede sıfıra düşecekti.
Bu yıkıcı gelişmeyi tersine çevirmek için tek bir umut vardı: Tüm eşekarısını kontrol eden gilnaris kraliçe eşekarısını öldürmek.
Ancak kraliçenin hala iki HP çubuğu vardı ve daha da önemlisi, yerden yirmi beş fit yükseklikteyken ona ulaşmanın bir yolu yoktu. Misha'nın dikenli saldırısı bekleme süresindeydi ve Agil'in baltası bile ayının omuzlarına çıksa bile ona ulaşacak kadar uzun değildi.
Keşke kraliçeyi yere indirebilsek!
Silica dişlerini o kadar sıkı sıktı ki kırılabilirlerdi. Her şey kaybedilmiş gibi görünüyordu.
"Silica!" diye bağırdı, özellikle akıcı bir telaffuzla bir ses. Yüksek hızda İngilizceyle ses devam etti, "Çekil ve Misha'ya çömelmesini söyle!"
Ya geri dönenler okulunda aldığı pratik İngilizce dersleri kelimeleri anlamasına yardımcı olmuştu ya da bir tür acil durum telepatisi işe yaramıştı. Silica hemen Misha'nın omuzlarından atladı ve "Misha, yere yat!" diye emretti.
Ayı anında tepki verdi ve ön pençeleri yere sertçe indi. Arkasında, bir gölge hızla havaya sıçradı. Şekli akıcıydı ve bacakları çok uzundu: çekirge Needy.
Misha'nın omzuna koştu, kısa bir süre çömeldi, sonra top mermisi gibi havaya sıçradı.
Bu, sadece bir çekirge yapabileceği türden bir sıçrayıştı, diğer Insectsite oyuncuları ve elbette hiçbir insan yapamazdı. Kahverengi vücudu, yüksekte uçan kraliçe eşek arısına doğru yükseldi. Misha'yı trambolin olarak kullanması yere iki metre eklemiş olsa da, kendi başına bile dört buçuk metreden fazla sıçradı.
Needy'nin kolları kraliçenin arka bacaklarına dolandı. Onu yakalayıp ağırlaştırmayı planlıyordu.
Ama kraliçenin kanatları bu girişimi önceden sezerek vızıldadı ve kraliçe daha da yükseğe yükseldi.
Needy'nin elleri sallandı ve sadece havayı vurdu...
En azından öyle görünüyordu.
Son anda çekirge ağzını açtı ve beyaz bir iplik fırlattı. Bu, Mutasina'nın keşif eri olduğu zaman Friscoll'u yakalamak için attığı özel kriket ağıydı.
İplik kraliçenin uzun iğnesine dolandı ve Needy'nin zıplamasının zirvesinden sonraki inişi şiddetli bir sarsıntıyla durdu. Ekstra ağırlık kraliçenin yükselişini de durdurdu. Ama kraliçe de düşmüyordu. Tırmanma yeteneği ve Needy'nin ağırlığı birbirini dengeliyordu.
Silica'nın başının üzerindeki boşlukta sarımsı yeşil ışık çizgileri çaprazlamasına geçiyordu. Sinon, tüfek yerine özel lazer silahını ateşliyordu. Kraliçenin vücuduna değil, kanatlarına nişan almıştı. Aşırı ısınmış mermiler, böcek kanatlarının narin zarlarına yanan delikler açıyordu.
Sonunda kraliçe eşek arısı düşmeye başladı.
İşte bu. Son şansımız.
Kraliçe yere düştüğü anda, zayıf noktalarına yoğun bir grup saldırısı düzenleyeceklerdi. Ancak grubun hasar verenlerinin yarısından fazlası asker eşek arılarıyla savaşıyordu ve Unital Ring'de, isabet etmeyen saldırıların takım arkadaşlarına zarar verebileceği için, aynı anda kraliçeyi güvenli bir şekilde vurabilecek oyuncu sayısı beş veya altı ile sınırlıydı. Altısının da en iyi kılıç becerilerini kullansa bile, kalan iki HP çubuğunu ortadan kaldırmaları pek olası değildi.
Kılıç becerilerinden daha fazla hasar verebilecek bir şey olmalıydı. Bir şey, bir şey...
Silica, kraliçe yavaşça alçalırken ve Needy iğnesinden sarkarken beyninin yandığını, aşırı hızda çalıştığını hissetti.
Ve sonra daha önce tanık olduğu şeyler hızla zihninde canlandı: kütük kulübenin çatısından düşen kütükler. Sağlam desteklerle ayakta duran Hecate II. İki görüntü tek bir fikirde birleşti.
"Herkes, düştüğü yeri çevreleyin!" diye bağırdı, sonra "herkes" demenin aslında istediğinden daha fazla insanı çağırabileceğini fark etti. Neyse ki, o birkaç kişi — Lisbeth, Klein, Agil ve Leafa — en hızlı tepki verenlerdi.
Zarion, Beeming, Holgar ve Dikkos'u askerlerle ilgilenmeleri için geride bırakarak, Silica'nın talimatına göre kraliçenin düşeceği yere koştular.
"Silahlarınızı sol elinizle havaya kaldırın ve sağ elinizle ekipman menünüzü açın!"
Hepsi sağ elini kullanıyordu. Sol elleriyle kılıç kullanma becerisini pratik yapsalar bile, sağ elleriyle yaptıklarından daha az isabetli olurlardı. Ama dördü de Silica'nın dediğini aynen yaptı, silahlarını diğer ellerine aldı ve havaya kaldırdı. Sonra sağ ellerini döndürerek halka menüsünü açtılar.
Silica'nın hançeri, Lisbeth'in topuzu, Klein'ın kılıcı, Agil'in iki elli baltası ve Leafa'nın uzun kılıcı bir daire oluşturdu ve ortasına Needy düştü.
Ağzından çıkan ipi iki eliyle yakaladı ve kraliçeyi onunla çekip, daireden dışarı atladı.
Bir an sonra, kraliçenin iki metreden uzun bedeni yere çakıldı. Eşek arısının başının üzerinde hafif bir sersemlik etkisi belirdi, ama bu uzun sürmedi.
Son emir:
"Sol elinizdeki silahı miras aldığınız silahla değiştirin!"
Şimdiye kadar onun ne istediğini anlamış olmalılar. Sözleri ağzından tam çıkmadan, dördü de ekipman çarkını çevirip seçim düğmesine bastı.
Beş adet demirden yapılmış silah beyaz bir ışık saçarak kayboldu ve yerini en yüksek kalitede, göz kamaştırıcı silahlar aldı:
Silica'nın hançeri, Issreidr.
Leafa'nın uzun kılıcı, Lysavindr.
Agil'in baltası, Notthjorr.
Klein'ın kılıcı, Spirit Katana Kagutsuchi.
Ve Lisbeth'in çekici, Lightning Hammer Mjölnir.
ALO'dan getirilen bu silahlar, Sinon'un Hecate II'si gibi, kimsenin sahip olmadığı kadar fazla güç gerektiriyordu ve seviye 20'ye yaklaşmış olsalar bile, kimse onları kaldıramıyordu.
Ancak, başınızın üzerine kaldırıp çağırırsanız, onu doğrudan aşağıya düşürmenizi engelleyen hiçbir şey yoktu. Düşüşünü santimetreyle kontrol etmek zor olabilirdi, ancak kraliçe eşek arısının zayıf noktası olan orta kısmı, hala orta boy bir araba lastiği kadar büyüktü.
"Ryaaaah!" Silica, alışılmadık bir şekilde vahşice kükredi ve tüm gücünü kullanarak, kaya kadar ağır bir hançeri düşerken ayarlayıp, sırt üstü yatan kraliçenin bacağının tabanına vurdu.
Arkadaşlarının miras aldıkları silahlar da aynı şeyi yaptı ve etrafta gürültülü bir kükreme yaratarak, sıkı bir daire oluşturarak kalın kabuğu kesti.
