Yalnız Kılıç Bölüm 6
Yukito heyecan ve adrenalinle gülümsüyordu. Kılıcı tutan eli titriyordu. Yuko elini Yukito'nun eline koyup gülümsedi ve Ken'e dönüp "Planımız nedir?" diye sordu. Yukito, Yuko'nun kendisini sakinleştirmeye çalıştığını anlamıştı ve bu hoşuna gitmişti. Ken,
— Onun gücünü anlayıp ona göre plan yapmaya çalışalım.
Mızrağını savunma pozisyonu gibi ön tarafa yöneltti.
İblis elini duman dağıtır gibi savurdu ve bir toz bulutu saçıldı. Bulutun içinden aynı görünüme sahip 4 tane maskeli iblis çıktı.
İblis kıkırdayarak "Ben hangisiyim," diye sordu ve sisin içine girerken "Bakalım beni bulabilecek misiniz," diye devam etti.
Yuko hızla ileri atılır ve tırpanla kıvrak bir yarım daire çizer. Üç iblisin kafaları düşer. Ken mızrağını son kalan iblise saplar ve toza dönüşür. Çalılıklardan iblisin kahkahası duyulur ve "Bilemediniz, ben aslında hiçbirisiydim!" diye haykırır. İblis çalılıktan yükselir ve mor bir atmosfer oluşur. Yukito ileri atılmaya çalışır ama kıpırdayamadığını farkeder. Üçü birden dizleri üstüne düşer. Yukito, neden birden yorgun hissettiğini anlayamazken Ken,
— Bu mor kanlı iblis, bizi aşıyor.
Yukito, "Mor mu?"
7 yıl önce...
Baba ve oğul yorucu kılıç eğitiminden sonra mola verirler. Yukito o kadar yorulmuştu ki kendini yere attı. Parmağını oynatmak bile istemiyordu. Sırt üstü uzanıp bulutlara baktı ve babasına,
— Hiç iblis gördün mü baba?
Babası gururla ve gözlerini kapatarak,
— Gördüm tabii ki, en güçlüleriydi, beyaz kanlıydı.
Yukito babasına doğru dönerek merakla,
— Beyaz kanlı da ne demek?
Avuç içine bakarak,
— Kanı beyaz mı akıyor yani?
Baba gözlerini açarak,
— O da var tabi,
Dedi ve acem etti:
— Ama öyle bir şeyle karşılaşınca etrafındaki auradan da anlayabilirsin.
"Güç sıralaması ise," diye lafa başladı. Yukito'ya döndü ve işaret parmağını Yukito'ya çevirerek konuşmasına devam etti:
— Kırmızı, mavi, mor ve sonra beyaz.
Parmağını indirerek "Beyaz olanı görmek imkansıza yakın" dedi. Ve kol kaslarını sıkarak "Ama baban görmekle kalmadı, onun icabına baktı" dedi ve gururla gülümsedi.
Günümüz…
Yukito aksırarak "Mor kanlı demek."
İblisin yüzünde şehveti anımsatan bir ifade vardı. Gururla ellerini beline koydu.
— Ben bir kukla iblisiyim, bana Kureh diyebilirsiniz.
Çalılardan bir ses duyuldu. Cübbeli biri, çalılardan yükseldi. Yüzü ve aurası gözükmüyordu.
— Kureh, patron seni çağırıyor.
Kureh'in yüzü düştü ve homurdandı. "Tam da en heyecanlı yerindeydik."
Yuko ve Ken fırsattan istifade edip ayağa kalktı. Yukito auradan kurtulmanın şaşkınlığıyla yere düşer ama vakit kaybetmeden kalkıp bağırarak Kureh'e koşmaya başlar. İblis aynı el hareketi ile toz bulutu ortaya çıkarır ve Yukito geriye atılır.
Bulutun içinden mavi kanlı bir iblis çıkar. Kureh,
— Burayı sana bırakıyorum.
Kureh sisin içinde "Öldür onları" diye ekledi ve gözden kayboldu. Yukito ona en azından bir defa vurmak istiyordu. Düşünmeden koşmaya başladı ve mavi kanlı iblis onu elinden tutup geri fırlattı. Yukito ağaca çarptı ve yere düştü.
Ellerini yere koydu ve doğrulmaya çalıştı. Bir iblisle ilk savaşında iblisi kaçırdığı için hüsran duyuyordu ama sırt ağrısı bu hüsranı kesti. Yuko yanına gelmişti bile. Yukito'nun kolunu sırtına atıp kalkmasına yardım etmeye çalıştı. Ken onlara baktı ardından yüzünü iblise döndü. İblise doğru koşmaya başladı, mızrağın arkasını yere vurarak iblise doğru uçtu.
İblisin elinde kandan yapılma bir tırpan belirdi ve tırpanın tersiyle Ken'i blokladı. Ken ayağa kalktı ve eliyle alnını sildi. "Bu tırpan nereden çıktı?" Yuko, Yukito'yu yavaşça yere bıraktı ve Ken'e doğru baktı. Ken'i geçip iblise yöneldi. Tırpanı sırtından aldı ve yukarıdan iblise vurdu ama iblis tırpanıyla karşılık verdi. Yuko soldan tekrar saldırdı ama iblis gene savuşturdu. Yukito bu esnada zar zor iblisin kör noktasına geçmişti. Hançerlerin ikisini de iblisin ensesine saplamak için atıldı ama iblis diğer eliyle kanlı bir tırpan daha oluşturup savuşturdu. Sırtından yeni bir kol uzadı ve ondada tırpan belirdi. Yuko ve Yukito Ken'in yanına doğru çekilirler. Yukito alnındaki teri silerek ve sırtını tutarak "3 tırpanla nasıl basa çıkacağız?" diye düşündü.
