Paraxis Oyunları Bölüm 8
Ben, Jinwoo ve Nou tenha bir köşeye çekiliyoruz.
"Öncelikle, sana sormam gereken bir şey var. " diyor Kim.
"Tabii"
"Marto'nun saldırılarını görebiliyor musun? "
"Sanırım.... Ama zaten saldırısı yakınına yaklaşan birisini küplerinden biriyle hapsetmek değil mi? " en azından ben öyle düşünmüştüm.
"Yani ellerinden uçup rakibine çarpan enerjiyi göremiyor musun? "
"Öyle bir şey mi var? " o ne la öyle.
"Hmmm.. Kataki abi, Ki Gücü statın kaç? "
Paneli açıyorum.
"1"
"Peki Nou abi? "
"1" diyor o da statlarını kontrol ederken.
Jinwoo son kez de kendi stat penceresine bakıp sanki bir şey keşfetmiş gibi konuşuyor.
"Galiba anladım. Stat değerin yükseldikçe Ki Gücünü daha rahat görebiliyorsun. Marto'nun kullandığı gücü göremezsen onu yenemezsin Kataki abi. "
"Kullandığı güç mü? Ki'den kastın bu muydu? "
"Evet. Anlayabildiğim kadarıyla Ki, güçlü saldırılar yapabilmene yarayan bir tür enerji. Sanırım onu artırmanın yolunu da biliyorum. "
Ciddi bir yüz ifadesiyle bakıyorum Kim'e.
"Açıkla Kim. "
"Tamam. Kataki ve Nou abi, buraya geldiğinizde içinizde hiç bir şeyin gezindiğini hissettiniz mi? "
Öyle bir şey hissettim mi hatırlamıyorum. Ama gerçekten dediklerinde haklıysa belki benim de içinde o güçten vardır ha?
"Hissettim. "
"Cidden mi? "
"Evet, duvarlar etrafı kapladığı ilk sıralarda içimde akan bir tür sıvı hissettim. Tam sıvı gibi değildi ama. Daha çok, çok tatlı yediğin zaman vücudun içten içe sıcacık olmuş gibi hissedip yanarsın ya hani. Onun gibiydi. "
"Aynı şeyden bahsediyor gibiyiz. Peki ya sen Kataki abi? "
"Öyle bir şey hissettiğimi hiç hatırlayamıyorum. Eğer hissetmiş olsaydım bile en azından hatırlardım, hafızam kuvvetlidir. "
"Ah, işte bu bize sıkıntı yaratabilir. "
"Nasıl yani? Marto'yu yenmenin tek yolu bu mu diyorsun? " eğer böyleyse daha saldıramadan bacaklarımı küple kaplarsa savaş başlamadan biter.
"Aklıma gelen tek yol bu Kataki abi, üzgünüm. "
Kaygılanıyorum. "Üzülme Kim, senin suçun değil bu. Merak etme, önce Kaito'yu yenmeliyiz zaten. Ondan sonra konuşuruz. "
"Tamam"
[2.TUR 2.SAVAŞ KAİTO TOGOTU vs KATAKİ DRAGONEZ]
Hadi bakalım. Savaş alanına giriş yaptıktan sonra etrafıma bakınıyorum. Herkes beni izliyor. Rakibim benden 2 - 3 yaş küçük gibi gözüken kızın biri. Adı Kaito. Sol gözünün üstünde ufak bir beni ve ufak dolgun dudakları var. Böyle bir kıyamet gerçekleşmeseydi şansımı denerdim sanırım. Ama bunların sırası değil. Kız hançerini cebinden çıkarıp pozisyon alıyor. Bir ayağı önde, diğeri arkada, gövdesi biraz eğik ve bakışları dimdik bana doğrultulmuş. Sağ elinde tuttuğu hançeriyle sol elini yumruk yapıyor. Hazırlanmış olmalı. Çeşmenin arkasında Marto'yla konuştuklarını hatırlar gibiyim. Ne planlar yaptılar acaba. Son kez statlarıma bakıyorum.
[Güç : 3
Dayanıklılık : 2
Çeviklik : 3
Ki Gücü : 1]
[5]
[4]
[3]
[2]
[1]
Derin bir nefes alıyorum.
[BAŞLA]
Kız beklemediğim bir hareketle öne atılıyor. Aslında az çok bekliyordum, ama Marto'nun böyle basit bir hareket yapması gerektiğini söylediğini düşünmemiştim. Belki de doğaçlamadır, kim bilir. Hızlı hançer savuruşunu kılıcımla defettikten sonra yatay düzlemde bu sefer de ben savuruyorum. Kaçınıyor, ve ardından koşup tekrar hançerini savuruyor. Saldırıları yeterince hızlı değil. Belki de yenebilirim. Ama Samantha'ya karşı yaptığı hamleleri hatırlayıp tedbiri elden bırakmıyorum. Tekrar ve tekrar savuruşlarını engelliyorum. Bu gidişle yeteneklerim ve statlarım bile gelişir. Kaslarımın esneyip dayanıklı hâle geldiğini hissediyorum.
[Dayanıklılık 2 -> 3]
[Güç 3 -> 4]
[Çeviklik 3 -> 4]
Daha hızlı, daha güçlü savuruşlar yapabildikçe onu eziyorum. Daha fazla, Daha fazla Daha Fazla! DAHA FAZLA!
Sakince gülümsedikten sonra aniden geriye çekiliyor.
"Huff, Huff. " nefes alıp veriyorum. Aşırı terledim. Yine de o da kan ter içinde kalmış olmaı değil mi. Değil mi.. Yüzünde bir kaç damla dışında hiç bir şey yok. NASIL LAN! Başını öne eğmiş sinsice gülümsediğini görüyorum.
"Aw, buna pişman olmak üzeresin. Gel bu-
Ayağımı kımıldatamıyorum. Ama neden? Diğer ayağım da aynı şekilde hareketsiz. Sanki bir şey onlara olabildiğince baskı uyguluyor. Sonra fark ediyorum ki sağ ayağıma bir şey bağlı. Soğuk, sert bir şey hem de. Dikkatlice baktığımda parça parça metallerin iç içe girmesiyle oluşmuş kıvrımlı bir yapı. Zincir.. Ama bu buraya nasıl geldi ki? Her neyse, kılıcımı kaldırıp kesmek için kolumu hareket ettirmeliyim. Tam hareket ettirecekken onu da hareket ettiremedğimi fark ediyorum. Çünkü her yerim yeşil zayıf bir ışıkla parlayan zincirlerle sarılmış. Neler oluyor lan?
"H-heh, bu da ne? "
"Haaa, Morita haklıymış. HEY MORİTA! ÇOCUK Kİ'Yİ GÖREMİYORMUŞ! "
Morita duvarın ardında Kaito'ya gülümsüyor. Her şey onun mu planıydı cidden.
[UYARI : Çelik Zincirler Lv.1 Özelliği üzerinizde kullanılıp sizi hareketsiz bırakmıştır. Ya bundan kurtul, ya da Yenil! ]
Panel bütün umut ışığımı kör etti. Panelde ya kurtulmalı, ya da yenilgiyi kabul etmeliyim yazıyor. Ama nasıl kurtulabilirim ki? Kollarımı sağa sola amansızca savurup kurtulmaya çalışıyorum ama savaşta çok fazla dayanıklılık harcamamdan dolayı yapamıyorum. Zincirlerin demiri daha çok sıktıkça ciğerlerimden nefes geçirmek bile zorlaşıyor. Kaito ileride dikilmiş beni izliyor. Başımı zar zor kaldırıp ona bakıyorum. Gözlerim bi gidip gelirken zincirler daha da sıkılaşıyor.
"Hehe, o kadar korkaksın ki işimi zincirlerle bitirebiliyorsun anca."
"Oh, merak etme. İşini zincirlerim bitirmeyecek. "
"Peki ya ne bitirecek?.."
"Tabii ki de ben. " hançerini tekrar sıkıca tuttuktan sonra ileri doğrultuyor. Arkamda grubumun amansızca haykırışlarını duyabiliyorum. İdam edilecek bir insanın edilmemesi için yalvarışlsrs benziyor sesleri. İdam edilecek adam ise benim.
Hançerini sağa doğrultuyor.
"Atik adımlar Lv.2"
Aniden yanımdan geçip gidiyor. Kim Jinwoo bana umutla bakıyor. Belli ki beni öldürmediği için mutlu, çünkü o kadar hızlı geçti ki yanımdan, sanki hiç bir şey yapmamış gibi gözüküyordu göze. Ama ben biliyorum. Bunu göğsümde hissediyorum. Beni sıkıca tutan zincirler biraz daha esneyince elimi kaldırıp kanayan göğsümü tutuyorum. Her şey bitti. Kim Jinwoo'nun umutlu bakışı da küllere dökülüyor. Samantha yere arkasını dönüp oturmuş gözlerini kapatıyor. Nou ise öfke dolu. "Kahraman Nou" diye geçiriyorum içimden...
"Bitti, hepsi bu kadardı. " diyor bilincim kapanırken Kaito. Hançerini geri kınına sokma sesini duyuyorum. Zaferinin gururuyla olduğu yerde duruyor kesin. Gözlerim kapanıyor..
"KAİTO! DİKKAT ET! "
Kaito arkasını döndüğü anda kendisine uçan siyah botun darbesiyle yere yığılıyor. Siyah botun sahibi ayakta dikilmiş Kaito'ya bakıyor.
"S-sen... Sen nasıl-
Kılıcımı aynı Gooru'ya yaptığım gibi boynuna doğrultuyorum.
"Her şey bitmeden bitti dememelisin çocuk. "
"A-ama nasıl.. "
"Pekala, her şeyi baştan alalım. Ki'yi şimdilik göremiyor olabilirim, ve bu büyük bir eksi. Ama Ki'yi görüp görememem yeteneklerimin hiç birini köreltmiyor. Aksine senin gibi rakipler karşıma çıktıkça ilerleyeceğim. Ki'yi kullanamayan birisini küçümseyip savaşı erkenden bırakıyorsun. Evet, gerçekten dayanıklılığımın son kırıntılarını kullanmış olabilirim, ancak son kırınıtısını bile kazanmak için kullandım. Haaaaaawww, bu yüzden..... " esniyorum.
[Kazanan Kataki Dragonez]
[50 Parax kazandınız]
Paneli de karşımda görüp gözlerimi kapatıyorum. "En azından yendim be" diye konuşmaya çalışırken yumuşak bir şeyin üstüne yığılıp bayılıyorum..